İzimiz olacak hep onun izi,
Ne desem nafile bu imiş yazı,
Bu dünyada yarım kalan namazı,
Cennet-i Âlâ‘da kıldı Hüseyin,
Muradı Firdevs‘de aldı Hüseyin.
Hak yolda yürüdü, hak yolda gitti,
Hak yolda bir ömür böylece bitti,
Çiçeği burnunda babayiğitti,
Ülkü bahçesinde güldü Hüseyin,
Soldu ülküdaşım, soldu Hüseyin.
Hüseyin‘de ne can, ne de ses kaldı,
Geriye bir “ülkü„ bir heves kaldı,
Bir kanlı seccade, bir de fes kaldı,
Arif‘i acıya saldı Hüseyin,
Öldü ülküdaşım, öldü Hüseyin.
17 Temmuz 1987
Ne desem nafile bu imiş yazı,
Bu dünyada yarım kalan namazı,
Cennet-i Âlâ‘da kıldı Hüseyin,
Muradı Firdevs‘de aldı Hüseyin.
Hak yolda yürüdü, hak yolda gitti,
Hak yolda bir ömür böylece bitti,
Çiçeği burnunda babayiğitti,
Ülkü bahçesinde güldü Hüseyin,
Soldu ülküdaşım, soldu Hüseyin.
Hüseyin‘de ne can, ne de ses kaldı,
Geriye bir “ülkü„ bir heves kaldı,
Bir kanlı seccade, bir de fes kaldı,
Arif‘i acıya saldı Hüseyin,
Öldü ülküdaşım, öldü Hüseyin.

17 Temmuz 1987
(14 Temmuz 1987 - Hüseyin
Kurumahmutoğlu‘nun şehadet tarihi)