Her derdini düşünürdün ülkenin,
Ferasetin müthiş, müthişti fenin,
Herkesin bildiği konuyu senin,
Bilişin de bile başkalık vardı.
Her müşküle, her tasaya, her gama,
Çözüm bulup anlatırdın adama,
Her derde bir çare bulurdun ama,
Buluşun da bile başkalık vardı.
Sevmiyordun hatır, gönül yıkmayı,
Gururu, kibiri, üstten bakmayı,
Sofralarda bizim ile lokmayı,
Bölüşün de bile başkalık vardı.
Hiç ürkek olmadın, hayatta ürkek,
Fikrinde erkekti, zikrinde erkek,
O mecliste tek başına senin tek,
Oluşun da bile başkalık vardı.
Ölüm şeklin bile dikkate değer,
Çınarlar ayakta ölürmüş meğer,
Başbuğum; Arif`e sorarsan eğer,
Ölüşün de bile başkalık vardı.

Ankara, 04 Nisan 1999
Ferasetin müthiş, müthişti fenin,
Herkesin bildiği konuyu senin,
Bilişin de bile başkalık vardı.
Her müşküle, her tasaya, her gama,
Çözüm bulup anlatırdın adama,
Her derde bir çare bulurdun ama,
Buluşun da bile başkalık vardı.
Sevmiyordun hatır, gönül yıkmayı,
Gururu, kibiri, üstten bakmayı,
Sofralarda bizim ile lokmayı,
Bölüşün de bile başkalık vardı.
Hiç ürkek olmadın, hayatta ürkek,
Fikrinde erkekti, zikrinde erkek,
O mecliste tek başına senin tek,
Oluşun da bile başkalık vardı.
Ölüm şeklin bile dikkate değer,
Çınarlar ayakta ölürmüş meğer,
Başbuğum; Arif`e sorarsan eğer,
Ölüşün de bile başkalık vardı.

Ankara, 04 Nisan 1999