Yahu düşünüyorum da,
çok şey mi istiyorum bazılarından acaba?
Adama diyorum ki düşün...
Ne yaparsan yap ama yapmadan önce düşün düşün...
Hey Siz!.. ;
Madem bu milletin kendi öz kanaati önemli değil…
Madem bu milletin hür iradesiyle varacağı neticeye güvenmiyorsunuz…
Madem kendi arzuladıklarınızın reklamını yaparak, kendi arzunuza göre netice elde etmek istiyorsunuz…
Madem kendi arzuladıklarınızın reklamını, propagandasını yapma uğruna, işçilerimizin bulunduğu ülkelerle bile diplomasiden uzak, netice vermeyecek didişmeleri göze alıyor, o ülkelerde bulunan vatandaşlarımızı zor duruma düşürüyorsunuz...
20 Ağustos 2004 Hürriyet’te "Merve Yenal" bir makale yazmış.
O makalede Robert Greene ve Joost Elffers’in "İktidarın Kitabı „ isimli bir araştırmayı tanıtmış.
Diyor ki;
"Üç bin yıldır, bazı insanları iktidara taşıyıp diğerlerini onların peşinden sürükleyen şey nedir?
Bazı insanlar güç oyununda ‘doğuştan profesyonel’ davranırken diğerleri neden onlar gibi olamıyor?
Güç sahibi olmanın kuralları nedir?"
Geçenlerde bir yazı yazdım!
Yazının içinde de 27-28 sene önce yazdığım “ Sadrazam Bey!..„ isimli bir siyasi manzumemi sizlere hatırlattım.
Hatırlatırken de dedim ki;
“Benim şiirlerim bazen elbise gibidir.
30 sene önce kime dikersem dikeyim, 30 sene sonra onu giydirecek illa birini bulabilirsiniz!.„
Şu sanal dünya bir alem...
Bazen öyle sözler okuyorum ki,
İnanın bayılıyorum!
Bakın bir tanesi ne diyor!
Diyor ki;
“Sakla samanı, gelir zamanı..„
İlkokulda öğrenmiştim bu sözü...
Tekerleme gibi zaman zaman kullandığım da olmuştur.
Demek ki hakikaten ataların boş sözü yok!
Nereden, nasıl, ne sebepten almışım bilmiyorum ama...
Ta 2007‘de "İsmet Bozdağ" isimli bir yazarın makalesinden aşağıda dikkatinize sunacağım üç parağrafı kesip saklamışım.
Aşağıda videosunu koyduğumuz kepazelik Ümit Özdağ Hoca'nın ve Yusuf Halaçoğlu Hocanın bugünkü Mersin Konferasından...
Bakın...
Bakın bakın iyi bakın!..
...Ve düşünün!
Aynı kardeşimiz bir yeni resim daha gönderdi.
Gönderdiği yeni resmi tekrar bu satırların altına ekliyorum.
Resmi gönderen kardeşimiz bir de not düşmüş,
demiş ki;
Hani derler ya;
“İhanetin telafisi, kahpeliğin bahanesi olmaz..„ diye!..
Durum işte tam öyle!
Bataklığa düşenin ırgandıkça batması gibi,
İhaneti telafi etme adına daha çok ihanete,
Kahpeliği telafi etme adına daha çok kahpeliğe batıyorlar!..
Daha iki gün önce yaşadık böyle bir rezaleti!..
Sinan Ogan’a yapılan saldırıdan bahsediyorum…
Bugün de Adana’da yine aynı rezalet…
Bu sefer de Ümit Özdağ’a ve Yusuf Hallaçoğlu’na önce taciz…
Arkasından saldırı…
Tabiiki Engeli!
Tam 19 senedir uğraştım!
Ne için Uğraştım?
Bu kişinin, bu yüzünü ülkücülere göstermek için uğraştım...
Ama ben başaramadım...
Efendim hiç bir şey demeden şu haberi dikkatle okumanızı istirham edeceğim.
Çünkü dün akşam haberlerinde her kanalda konu bu idi.
Yani bizim Beyefendinin Twitter naraları!..
Haber şu;
İki haftadır, yani iki salı'dır Akp grup toplantısını izliyorum...
İnanın şaşkınım...
Neden şaşkınım biliyor musunuz?
Kendi kendime sordum!
Ey Ozan Arif;
İki haftadır zaman ayırıp baktığın bu toplantılar,
Memleketimizi 15 senedir idare eden bir siyasi partinin 2017 yılında yaptığı bir grup toplantısı mı?
Yoksa 1800‘lü yılların sonlarında "Abdürrezzak Efendi"nin idare ettiği tuluat tiyatrosu mu?
İnanın tenakuzda yani ikilemde kaldım.
Bugün Sabah saatlerinde Hakkın rahmetine kavuşmuş...
Artık o Samsun‘un güler yüzü,
Sizi yolda yürürken bile görse arabasından inip gelip sizi kucaklayan, en moralsiz anınızda bile moral kaynağı olan, Adnan Demirel yok artık.
Beyefendi(!)
Twitter‘de yine bilgeliğini(!) göstermiş!..
"Başbakan'ın bozkurt işareti eline yakışmış, samimi ve milli duruşuna tam oturmuştur.
Rahatsız olanlar kendi işine bakmalıdır.
Ne yapsaydı, başka ülkelerin sembollerini mi kullansaydı? Türk milletinin ferdine bozkurt yapmak düşer, fitnecilere yiyecek ekmek yoktur" demiş...
01 Şubat 2016‘da bir hdp milletvekilinin yani Altan Tan‘ın beyanı üzerene bir yazı yazmış, beyan sahibinin beyanından iki cümleyi ve fotoğrafını yazıya eklemiştim....
Bir gün durdu durmadı resmi ve beyanı bahane ederek, fotoğrafı bahane ederek “Facebook„a şikayette bulunup yazıyı kaldırttılar...
Şikayet eden beyan sahibi, resmin sahibi değildi...
Yani Altan Tan değildi...
Peki kimdi?
Diyorlarki Ozan Arif konuştumu ağır konuşuyor!
Şu artistliklere bakın Allah aşkına...
Şu Fetö aleyhtarı görünüp ama Fetö metodu kullanarak, ağlıyormuş ayaklarına yatan, şu inanç sülüğüne bakın...
Hali, tavrı, tam bir Rahmetli Erbakan taklitçisi...
Sağolsun sayfaya yorum olarak “Gökhan Ulubaş„ isimli kardeşimiz eklemiş...
Dikkatimi çekti, şöyle bir baktım...
Bakınca, arada kaynayıp kayıp olmasın düşüncesiyle daha öne çekmek, daha görünür yapmak geldi içimden.
Uzun değil, 40 saniyelik bir görüntü...
Siz de görün istedim…