Söylediklerim zamanla değişikliğe uğramış!
Yani yanlış dediklerim, güya bugün düzeltilmiş gibi!..
Gibi diyorum çünkü samimi bir düzeltme olduğuna inanmıyorum!
Ben inanmasam da buna inananların çoğunlukta olduğunu da görüyorum.
Görüleni inkâr edecek halim de yok.
Evet, bir şeyleri görüyorum ama, diğer taraftan bir şeyleride de biliyorum!
Nedir o bildiklerim?
Ben hep şunu bilir, şunu söylerim;
Yanlışı doğuranlar ortadan kalkmadıkça yanlışlar da ortadan kalkmaz!
Bir yanlışlarını öldürürsünüz, onlar diğerlerini doğururlar!
Ömrünüz yanlış doğurduklarının yanlışlığını göstermekle geçer…
Benim ömrüm maalesef öyle geçiyor!
Zira bir ana nasıl ki doğurduğu çocuktan vaz geçemezse, yanlış doğurmayı alışkanlık haline, hatta irsi bir durum haline getirenler de yanlışlarından ve yanlış doğurmaya devam etmekten asla vaz geçemezler…
Bu böyle mi, değil mi?
Elbet de Allah ömür verirse zamanla göreceğiz.
Ama dediğim gibi; Allah ömür verirse tabii!!!
…..
Şimdi Pazar akşamından beri düşünüyorum!
Yeni bir şey yazmama gerek var mı? diye…
Gerek olmadığına karar verdim!
Esasında söyleyecek çok sözüm var…
Allah’a çok şükür henüz söz değirmenimin suyu kesilmedi…
Zaten doğru çalışan, helal buğday öğüten değirmenlerin suyunu Allah eksik etmez.
Tabi ki ilerde söyleyecek çok sözüm var ama, şimdilik gerek görmeme sebebimi de söyliyeyim, sebep şu;
“Daha önce söylemişim”
O nedenle şimdilik daha önce söylediğim bir destanımı paylaşıyorum.
Hele ben onu bir hatırlatayım, hele onu siz bir kez daha dinleyin, nasıl olsa ileride daha çoook konuşuruz…
Selam ve muhabbetle efendim.
26 Haziran 2018
Samsun