Son günlerde moda oldu!
Herkesin ağzında bir dava...
Ben davam için şunu yaptım, ben davam için bunu yaptım...
Halbuki görüyoruz!
Kiminin davası makam...
Kiminin davası para...
Kiminin davası koltuk...
Kiminin davası adam bile olmayanlara yalakalık yapmak...
Kiminin davası el-etek öperek bir köşe kapmak...
Kiminin davası sağa sola çamur atmak,
Kiminin davası günahlarını kapatmak...
Mahalledeki bıçkın delikanlının davası da, sokağın başında oturan Emine teyzenin küçük kızı!..
Velhasıl “Dava „ denilen kavram göreceli bir kavram haline geldi...
Dava diye adlandırarak kimin neyi izah etmek istediğini anlamak çok zor çok...
Halbuki bu kavramı kullanmak için Cahit Zarifoğlu‘nun dediği gibi;
“Bir duruşu olmalı insanın,
bir bakışı,
bir anlayışı,
bir aşkı,
bir davası olmalı..„
Şimdi öyle mi?
Şimdi baksanıza şu istifa eden (pardon istifa ettirilen) belediye başkanlarının, siyasetçilerin, politika cambazlarının ağzında bir davadır gidiyor!..
Yıllardır davalarının ne olduğunu görmesek nerdeyse aşure gibi yedirecekler bize!..
İnsan ister istemez “Davanız ne beyler sizin?„ diye sormak istiyor!
Hatta bazen ben "Ozan Arif" olarak tepem atıyor ve bu soruyu biraz daha amiyane, “Davanız ne ulan sizin?..„ şeklinde sormak istiyorum...
Ve diyorum ki;
...................
DAVANIZ NE ULAN SİZİN?
Dava dava diyorsunuz,
Davanız ne ulan sizin?
Haram-helal yiyorsunuz,
Tek davanız talan sizin!
Gidin görün gezin il il...
Götürenler sizden tekmil!..
Benim gibi saz-maz değil,
Yetim hakkı çalan sizin...
Şartlarını evirerek,
Rakipleri devirerek,
Kırk bin dolap çevirerek,
İhaleler alan sizin...
Reklam ile çulsuzluğu,
Bol diyerek bolsuzluğu,
Yol yaparak yolsuzluğu,
İcat eden pilan sizin...
Bundan daha kötüsü ne?
Faiz verdik tutusuna!
Ayakkabı kutusuna,
Doldurulan, dolan sizin!
Hani yahu aktınız ak!
“Rıza„ rüşvet verince bak,
Tramplenden atlayarak,
Balıklama dalan sizin!...
Yandaş-mandaş, partiliyle,
Üç kâğıt‘ın her türüyle,
Örtülüyle-mörtülüyle,
Beytülmalı yolan sizin!
Bırakın siz onu, bunu,
Nerden çıktı varlık fonu?
Açıklayın hele şunu!
Bu buluşu bulan sizin...
Adalette aksızlığı,
Sizde gördük paksızlığı!
Göre göre haksızlığı,
Hakka hakim kılan sizin...
Bu milletten utanmadan,
Kan emerek hem de kan kan...
Anamıza telefondan,
Sövüp-sayan yılan sizin…
Çok oldunuz beyler çok çok,
Çok yediniz karnınız tok!..
Halka zırnık koklatmak yok,
Ne var ise olan sizin...
Vergi silah, zamlar fişek,
Vurun yatsın yorgan döşek!
Size göre bu halk eşek,
Sırtında ki palan sizin...
Yeter ki halk size gelsin,
Sizi seçsin, sizi bilsin,
Ondan sonra varsın ölsün!
Ölen ölür kalan sizin!..
Kanunlara vurup tırpan,
Avantaya göz-möz kırpan,
Velhasılı çalan-çırpan,
Falan sizin filan sizin...
Arif der ki haya haya!..
Davanız da İslam güya,
Vıcık vıcık hepsi riya,
Her şeyiniz yalan sizin,
28 Ekim 2017,
Samsun