Esasında bu yazıyı daha önce yazmam lazımdı...
Çünkü bu haberi Haziran'ın sonlarına doğru almıştım.
Ama rahatsızlığımın ve tedavimin telaşı içerisinde yazmakta geciktim.
Nedir yazmam gereken?
Efendim sizin için önemli olmayabilir ama benim için önemli, o sebeple de yazma ihtiyacı duyuyorum...
Lütfen bugün böyle çok özelimi igilendiren bir yazı yazdığım için beni hoş görün!..
................
Adı; Kutluhan!
Bu ismi ona ben vermiştim.
Bir Amerika turnesinde Babası yeni doğan oğluna ismini benim vermemi istemişti.
Ben de “Kutluhan“ olsun demiştim.
Yani Babası Orhan Bayram Ülküdaşımın dediği gibi, Kutluhan‘ın “isim babası„ benim...
......
Kutluhan büyümüş...
Kocaman bir delikanlı olmuş...
Ve Liseden mezun olup üniversiteye başlamak için fişek gibi hazır...
Hatta şimdi çoktaaan başlamıştır bile...
Şimdi neden bu yazıya öyle bir başlık koyduğumu, daha doğrusu neden değişik bir mutluluk yaşadığımı anladınız mı?
Aşağıda Baba-oğul Kutlıhan‘ın lise mezuniyeti sırasında çekilen resimlerini, tutmuş bana göndermişler...
Ve bir de resmin yanına not düşmüş Orhan Bayram kardeşim, demiş ki;
“Arif abiciğim;
İsim babası olduğun oğlum Kutluhan‘ın da Mezuniyetinin yaptık...
Bugün aklıma sen geldin...
O sebeple bu resmi seninle paylaşmak istedim...
Selam ve saygılarımla..„
.............
Şimdi Allah için böyle bir haber karşısında kim mutlu olmaz ki?
Bu mutluluğumu dile getirirken, Kutluhan‘ın babası Orhan Bayram kardeşimden bahsetmeden geçemeyeceğim...
Orhan Bayram Giresun Yağlıdere‘li...
Yani benim hemşehrim...
Hemşehrilikten de öte benim ülküdaşım... Ülküdaşım...
Ben onu aynı vilayetin çocuğu olmamız sebebi ile değil Ülküdaş olmamız sebebi ile tanıdım zaten.
Yıllar önce Rahmetli Başbuğ‘umuzun sağlığında Amerika Ülkü Ocakları başkanı iken, beni şölenler yapmak üzere oraya davet etmiş, orada ki ülküdaşlarımla kucaklaşmamı, onlarla sahne sohbeti yapmamı sağlamıştı. O gün bugün irtibatımız devam eder.
.......
Ayrıca Orhan Bayram öyle çok sıradan bir gurbetçi de değildir!
Gurbetin hakkını verdiği gibi gurbetten de hakkını almasını becermiş bir Türk evladıdır!..
O Amerika‘da parmakla gösterilen bir mücevher eksperti, mücevher tasarımcısı, o işi yapan şirketlerin paylaşamadığı mücevher dizaynı yapan bir ülküdaşımızdır.
Bu kolay bir iş değil!
Sen tutup, Yağlıdere‘den çıkıp Amerikaya gideceksin, orada sıra dışı bir mesleğin sahibi olacak ve o işin aranılan elemanı haline geleceksin...
Amerikan sosyetesinin hatta Hollywood yıldızlarının mücevher dizaynını yapan sanatkârların arasına gireceksin.
Böyle bir vatan evladını takdir etmemek mümkün mü?
İşte ben gurbetin hakkını verme veya gurbetten hakkını alma diye buna derim...
Bunun yanında hem başarılara imza atacak hem de Türkiye sevdalısı donanımlı evlatlar yetiştireceksin.
Gurbet şartlarında bu hakikaten öyle kolay bir iş değil.
Ben bütün Bayram ailesine saygı ve sevgilerimi gönderirken, Kutluhan‘ın gözlerinden öpüyor, hem onu, hem de babası Orhan Bayram ülküdaşımı tebrik ediyorum...
Tebrik etmemin bir sebebi de dün Orhan Bayram‘ın doğum günüydü...
“Ad günün kutlu olsun Orhan‘ım...„
En içten muhabbet ve dualarımla...
11 Ekim 2017,
Samsun