Bir sürü malzeme göndermiş sayfa müdavimi olan ülküdaşlarımız...
Kullandığı oyun resmini çeken mi ararsın,
Oy kullanmaya giderken konuşan mı ararsın,
Bir kişinin 7-8 oy birden kullandığını gösteren veya evet mühürlerini sonradan oy pusulalarına vuran sandık görevlisinin görüntüsünü mü ararsın...
Hatta en önemlisi “evet„ denilmesi için Öcalan denen melunun kardeşinin gazetecilere verdiği beyanat görüntülerini mi ararsın...
Daha neler neler...
Hepsi de yayınlanmasını rica ediyor.
....
Düşündüm de yayınlasam ne olacak ki?!
“Oldu da bitti maşallah„ dercesine, daha resmi sonuçları ilan edilmemiş hatta şaibeli bir referandumu,
Balkon konuşmalarıyla kendi zaferleri gibi gösteren devlet yetkilileri var iken ne yayınlarsan yayınla...
Üstelik kendini dibi görünmeyen bir kuyuya çeken bu durumu alkışlayanlar var iken,
Ne yazarsan yaz... Ne söylersen söyle... Ne dersen de...
Aha işte mesela ben...
Makale yazdım olmadı...
Şiir yazdım olmadı...
Destan yazdım olmadı...
Olmadı... Olmadı... Olmadı...
Anladım ki insanların çıkarları artık her türlü değerinin önüne geçmiş.
Politik hırsları ile menfaatleri birleşince ne kulağı duyuyor, ne gözü görüyor ne de vicdanı...
Onun için gönderilenleri yayınlasam, veya yazsam, söylesem ne olacak ki?
Hülasa uzatmaya gerek yok...
Sanal alemde rastladığım aşağıda ki (resimdeki) söz, belki biraz amiyane ama, amiyane olduğu kadar da yerden göğe haklı herhalde...
Bu akşam bu kadar yeter,
Selam ve muhabbetle...
16 Nisan 2017
Samsun