Şuraya Bakın!
Kaderin cilvesi mi desem, ne desem bilmiyorum...
Yine cız etti içimiz,
Yani yüreğimize ateş düştü ateş...
................
Binbir çilelerle oku, dirsek çürüt, öğretmen ol...
Hem de fizik öğretmeni ol...
.......
Ama seni öğretmen yapmasınlar,
Sen de git, belki de hiç aklından geçmeyen bir mesleğin sahibi ol,
Yani polis ol...
Ve bir kancık örgütün,
(üstüne bomba bağlanmış) bir kancık militanı gelsin seni bulsun!
Sonunda da kancıkça bir pusunun kurbanı ol...
..........
Evet 6 Ocak 2015 salı günü, yani dün şehit olan,
"Kenan Kumaş" isimli bir polisin,
bir vatan evladının çok kısa hayat hikâyesi bu...
..........
Nasıl yüreğimize ateş düşmesin?..
Şöyle düşünüyorum da;
Gencecik bir ömüre mi yanalım,
Geride bıraktığı gencecik eşine mi,
yoksa, koklamaya doyamadığı daha 2 aylık yavrusuna mı?
Anasına mı, babasına mı kime yanalım?
Hatta hevesi kursağında kalan öğretmenlik düşüne mi,
Veya henüz 5. yılını çalıştığı polislik işine mi?
Hangisine yanalım? Neye yanalım?...
........
Geride kalanlara sabır dilemek neyi halleder bilmiyorum ama,
Büyükbaşlarımız(!) dilediği için ben de diliyorum...
Başınız sağ olsun ey şehidimizin yakınları...
.........
Sen ise; güle güle git Şehidim,
Allah'ım seni rahmetiyle donatsın....
Güle güle git "Kenan" evladım güle güle...
Sana bir çift sözüm var Ey Allah'ın güzel kulu...
Ne ilksin ne son olacaksın!
Hatta (acı ama) diğerleri gibi unutulacaksın!
Ama şundan emin ol!
Bu ülkede şehitlerini unutmayanlar var!
Onlar Seni de unutmayacaklar...
Gerçi yeter ki Allah unutmasın!
Gerisi hikâye...
7 Ocak 2015
Frankfurt am Main